Temas ve Kalp Bağı: Anne Bebek Bağlanması
Gelişmekte olan insanın en temel gereksinimlerinden biri temastır. Bakım veren bebeğe uygun temas sağladığında bebek gülümsemeyle, çeşitli huzur dolu davranışlarla karşılık verir. Bakım veren de bebeğin geri dönütü ile nasibini alır. Parmağınızı saran o minik eli hissetmek ya da bir gülümsemeyle aydınlanan tombul bir yüzün verdiği mutluluk, neredeyse evrensel bir hazdır.
İlişkide temas eksikliğinin çocuk üzerindeki fizyolojik etkilerine dair araştırmalar da yapılmıştır. Maymunlarla yapılan bir deneyde temasın bağlanma konusunda ne kadar önemli olduğunu görmekteyiz. Bu deneyde Harlow, maymun yavrularının bağlanma davranışını incelemek için tel ve tahta kullanarak, maymunlara pek benzemeyen yapay anne figürleri oluşturdu. Bu figürlerden bazılarını yumuşak bezle kapladı, diğerlerini ise çıplak tel olarak bıraktı.
Harlow iki koşul yarattı. Bir koşulda, telden yapılmış annenin elinde bir biberon vardı, bez annenin ise biberonu yoktu. Diğer koşulda ise bez annenin biberonu vardı, tel annenin ise yoktu.Deneyin sonuçlarına göre, her iki koşulda da yavrular bez anneleri tel annelere tercih etti. Bez annenin biberonu varken bu beklenen bir durumdu fakat tel annenin biberonu olduğunda bile yavruların tel anneyi seçmeyip bez anneyi seçmeleri, yavruların annelerine sadece besin için değil, aynı zamanda yumuşaklık ve sıcaklık sağladığı için temas ederek bağlandıklarını gösterdi. Elinde biberon olmayan bez anneleri seçen yavrular, yalnızca acıktıklarında biberon tutan tel anneye yöneliyor, karnı doyduktan hemen sonra temas kurabildikleri bez annenin yanına dönüyordu.
Benzer bir deneyde, ortama gürültülü ve ani sesler çıkaran bir oyuncak ayı yerleştirildi. Bu sesler yavruları korkutuyordu. Bez annelerin olmadığı durumda yavrular korkuyla donup kalıyor ve oyuncak ayıdan uzak duruyorlardı. Ancak bez anne bulunduğunda, yavruların korku düzeyleri düşüyor ve oyuncak ayıya dokunmaya, hatta ona saldırmaya cesaret ediyorlardı. Ne zaman korksalar, hemen bez annenin yanına dönüyorlardı. Ancak bez anne ortadan kaldırıldığında, yavrular dehşete kapılıp hareketsiz kalıyor, bir top gibi büzülerek parmaklarını emmeye başlıyorlardı.
Bu bulgulara dayanarak Harlow, annelere duyulan bağın ardında yalnızca beslenme ile değil, sıcak ve yumuşak bir temas faktörünün de güçlü bir etken olduğunu ortaya koydu. Temas yoksunluğunun psikolojik sonuçları da yıkıcıdır. Fiziksel olarak hayatta kalabilmeyi başarabilsek bile uygun temas yokluğunda sağlıklı bağlanma gerçekleştiremediğimiz gibi ve kişilerarası ilişkilerde işlevselliğimiz bozulabilmektedir. “Uyumlu ve uygun tepkilerin olmadığı ilişkiler içinde büyüyen çocuk, yetersiz temas ile yeterli nitelikte bir benlik gelişimi gösterilemez.” der Winnicott. Çocuklar, bakım verenlerinin temel ihtiyaçlarını karşılamasına muhtaçtır. Aynı zamanda bakım verenle duygusal bir bağın oluşması, yiyecek ve barınma kadar önemli bir gereksinimdir.
Diğer insanlar ile olan temas, insan gelişiminde ayrıca önemlidir. Bir çocuğun fiziksel ihtiyaçları karşılanmasına karşın normal bir şekilde gelişip büyümesi için ilişki kurması, yeterince duygusal doyum almış olması gerekmektedir. İnsanoğlu, doğası gereği sosyal bir varlıktır. İnsan olmanın özü, başkalarıyla kurduğumuz bağlarla yakından ilişkilidir.