uzman@psikologeda.com
Telefon/Whatsapp: 0539 299 60 10

Mükemmeliyetçilik: Görünmeyen Dikenli Taç

Mükemmeliyetçilik,  kişinin başarısızlık algısına karşı aşırı hassasiyet geliştirmesi, kendine karşı sert eleştirilerde bulunması ve sık sık yetersizlik hissi yaşamasıyla karakterizedir.

“Her şey mükemmel olmalı!” Bu cümle, günümüz dünyasının görünmez sloganı gibi. Sosyal medya akışlarında, iş yerindeki başarı öykülerinde ya da arkadaş sohbetlerinde sıkça karşımıza çıkan bu ideal, farkında olmadan bizi bir yarışa sokuyor. Ancak durup düşündüğümüzde kusursuz olmak gerçekten mümkün mü? Dahası, bu uğurda nelerden vazgeçiyoruz?

Modern dünyada pek çok kişi “mükemmel” olma arzusu ile mücadele ediyor. Sosyal medyada parlayan hayatlar, iş dünyasında artan rekabet ve kişisel beklentilerimiz, bizi kusursuz olma çabasına itiyor. Ancak mükemmeliyetçilik, genellikle tükenmişlik, tatminsizlik ve kaygı ile sonuçlanabiliyor.

Kusursuz Olmaya Çalışarak Hayatınızı Nasıl Sabote Edersiniz?
Mükemmeliyetçilik, dışarıdan bakıldığında cazip görünebilir. Kendini sürekli geliştiren, hep daha iyisini hedefleyen bir insan… Ancak bu yolculuğun arkasında genellikle tükenmişlik, hayal kırıklıkları ve yoğun bir kendini yetersiz hissetme hali yatar. Mükemmeliyetçi kişiler, sık sık şu döngüye kapılır:

Kusursuz bir hedef belirle.

O hedefe ulaşmak için kendini tüket.

Ulaşamazsan kendini suçla.

Daha da yüksek bir hedef koy ve döngüyü tekrar başlat.

Bu döngü, aslında hayatın doğal akışını ve hataların değerini görmezden gelmemize neden olur.

Hatasız Kul Olmaz mı? Hata Yapmaktan Neden Bu Kadar Korkutuyor?
Rekabetin yoğun olduğu dünyamızda, “en iyi ol” baskısı omuzlarımıza yük bindiriyor. Çocuklukta eleştirici ebeveynlere sahip olmak ya da erken yaşta ‘Daha iyisini yapabilirsin!’ sözleriyle yüksek başarı beklentileri altında büyümek, hata yapmaya yer bırakmamanıza neden olabilir. Belki de başarıyı sevgiyle eşleştiriyor olabilirsiniz.

Mükemmeliyetçilik Döngüsünden Çıkmanın Yolları

Mükemmel olmak yerine “yeterince iyi” olmaya çalışmak hayatta daha iyi ilerlemenizi sağlayabilir. Hatalarınızı bir düşman olarak değil, öğretmen olarak görün. Her başarısızlık, bir öğrenme fırsatıdır.  Küçük başarılarınızı fark edin ve bunlar için kendinize teşekkür edin.

Mükemmel olmaya çalışmak, bazen kendi mutluluğunuzu ve potansiyelinizi gölgeleyebilir. Hayat, kusursuz olmaktan ziyade kendinizi ve çevrenizi olduğu gibi kabul etmeyi öğrenmekle ilgilidir. Mükemmeliyetçilikten vazgeçmek, zayıflıklarınızla barışmayı gerektirir.  Mükemmel olmaya çalışmak yerine, kendinizi “olduğunuz gibi” kabul etmeyi deneyin. Hayatın keyfi, küçük hataların ve beklenmedik anların getirdiği renktedir.

Klinik Psikolog Eda Nur Alan

Klinik Psikolog Eda Nur ALAN

2019 yılında Üsküdar Üniversitesi'nde Psikoloji ve Sağlık Yönetimi bölümlerinden çift anadal yaparak üstün başarı onur belgesi alarak mezun oldum. Mesleğimde uzmanlaşabilmek ve etik ilkeler doğrultusunda çalışabilmek için Üsküdar Üniversitesi’nde Klinik Psikoloji alanında yüksek lisansımı tamamladım. Akademik gelişimime büyük katkı sağlayan Prof. Dr. Sultan Tarlacı danışmanlığında “Çocukluk Çağı Travmalarının Zihin Teorisine Etkisi” konulu projemi tamamlayarak uzmanlığımı aldım.

View All Post

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu sayfanın içeriğini kopyalayamazsınız