uzman@psikologeda.com
Telefon/Whatsapp: 0539 299 60 10

Kırılgan Narsizm: Gizlenen Hassasiyetin Yansımaları

Narsizm deyince aklımıza genellikle kendine hayran, benmerkezci, kibirli ve eleştirilere kapalı kişiler gelir. Ancak narsizmin her zaman bu kadar gözle görülür olmadığını biliyor muydunuz? Kırılgan narsizm, dışarıdan bakıldığında narsist kişilik özelliklerini hemen fark edemeyeceğimiz, daha derinlerde gizlenmiş bir narsizm türüdür. Aşırı duyarlılık, kırılganlık, diğerlerine bağımlılık, düşük özgüven, çalışma için isteksizlik, dağılmışlık ve güvensizlik ile karakterize edilmiştir.

Ayrıca tehdit olarak algılanan diğerlerinden kendini korumak için tetikte olma ve haklılık hissi; ruh halini kontrol etmedeki zorluktan kaynaklanan duygusal kırılganlık ve duyguları yoğun yaşama hali; hayal kırıklığı ve utançtan korumanın doğurduğu sosyal çekingenlik; sosyal olarak mesafeli, soğuk görünüm kırılgan narsisizmin diğer özellikleridir. Tüm bunların yanında büyüklenmeci narsisizmde bulunmayan empatinin varlığı, küçümsenmeye karşı hassasiyet, boyun eğme, haset, idealleştirmeye yatkınlık gibi özelliklerin de bulunduğunu ileri sürülmektedir.

Kırılgan narsistler, genellikle hassas, içine kapanık ve eleştirilere karşı aşırı duyarlıdırlar. Onların dünyasında, yetersizlik hissi ve onaylanma ihtiyacı derin bir yer tutar. Bu özellikler, dışarıdan görülen çekingenlik ve hassasiyetle maskelenir. Ancak bu maskenin ardında, eleştirildiğinde veya değersiz hissettiğinde kolayca tetiklenen bir kırılganlık vardır.

Büyüklenmeci narsisizmde kişi kusurluluk, eksiklik gibi özellikleri diğerlerine yansıtıp; mükemmellik, bütünlük gibi özellikleri kendisine atfederken, kırılgan narsisizmde düşük özgüvenli ve utangaç bir profil sergiler. ilişkilerde diğerlerinin bu beklentilerini karşılamamaları durumunda yaşayabilecekleri hayal kırıklığı ve utanç yaşarlar. Sosyal ilişkileri stresli olarak algılamaları sosyal kaygıya ya da kaçınmaya sebep olur (Dickinson ve Pincus, 2003).

Benliğimizi oluşturan nesne ilk yıllarda bakım veren olarak çoğunlukla anne olsa da ilerleyen yıllarda baba, babaanne, dede, öğretmen, yaşıtlar, romantik partnerler ve mesleğimiz annenin yerini alabilmektedir. (Baker ve Baker, 1987). Benliğimizi oluşturan bu nesneler onay alma ve takdir görme ihtiyacımızı karşılarlar. Ayna misali onlar bize nasıl bakar ve nasıl görürlerse biz de kendimizi o şekilde görmeye başlarız. Aynalanma ihtiyacı; çocuğun kendiliğine aşırı değer verildiğini, mükemmelliğinin görülmesini, takdir almayı, kusursuzluğunun diğerleri tarafından onaylanmasına duyduğu ihtiyaçtır (Kohut, 1966; Siegel, 1996).

Kohut, bu ihtiyaçlarının gelişimine uygun olarak doyurulmasının ve yine optimal düzeyde
hayal kırıklığı yaşanmasının sağlıklı narsisizm için oldukça önemli olduğunu; böylece bebeğin kendisi ile ilgili kusursuzluk, tümgüçlülük algılarının gerçeğe uygun olabileceğini ileri sürmektedir. Bu da çocuğun gerçek gücünü kısıtlılıkları ile birlikte fark etmesini, böylece sağlıklı, gerçekçi istekler geliştirmesini; kararlı şekilde, anlamlı ve kendisinin istediği hedefleri, görevleri takip edebilmesini sağlayacaktır (Banai ve ark., 2005).

Klinik Psikolog Eda Nur Alan

Kaynakçalar

Banai, E., Mikulincer, M. ve Shaver, P. R., (2005). “Selfobject” needs in Kohut’s self psychology: links with attachment, self-cohesion, affect regulation, and adjustment. Psychoanalytic Psychology, 22 (2), 224- 260.

Baker, H. S. ve Baker, M. N. (1987). Heinz Kohut’s self psychology: an overview. The American Journal of Psychiatry, 144 (1), 1-9.

Dickinson, K. A. ve Pincus, A.L. (2003). Interpersonal analysis of grandiose and vulnerable narcissism.
Journal of Personality Disorder, 17 (3), 188-207.

Kohut, H. (1966). Forms and transformations of narcissism. Journal of the American Psychoanalytic
Association, 14, 243-272.

Siegel, A. (1996). Heinz Kohut and the Psychology of the Self. New York, NY: Routledge.

Klinik Psikolog Eda Nur ALAN

2019 yılında Üsküdar Üniversitesi'nde Psikoloji ve Sağlık Yönetimi bölümlerinden çift anadal yaparak üstün başarı onur belgesi alarak mezun oldum. Mesleğimde uzmanlaşabilmek ve etik ilkeler doğrultusunda çalışabilmek için Üsküdar Üniversitesi’nde Klinik Psikoloji alanında yüksek lisansımı tamamladım. Akademik gelişimime büyük katkı sağlayan Prof. Dr. Sultan Tarlacı danışmanlığında “Çocukluk Çağı Travmalarının Zihin Teorisine Etkisi” konulu projemi tamamlayarak uzmanlığımı aldım.

View All Post

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu sayfanın içeriğini kopyalayamazsınız