uzman@psikologeda.com
Telefon/Whatsapp: 0539 299 60 10

İlişkilerde Kaygılı Bağlanma: Nedir ve Nasıl Baş Edilir?

İlişkilerinde sürekli olarak partnerinin seni sevip sevmediğinden, terk edilip edilmeyeceğinde ya da yeterince değer görüp görmediğinden emin olamıyorsan kaygılı bağlanma stiline sahip olabilirsin.

Kaygılı Bağlanma Nedir?
Bağlanma teorisine göre, insan ilişkilerinde bağlanma stillerimiz çocukluk döneminde ebeveynlerimizle kurduğumuz bağlar doğrultusunda şekillenir. Kaygılı bağlanmak, sevgiye ve onaya yoğun bir ihtiyaç duyma, terk edilme korkusu ve ilişkilerde güvensizlik gibi hislerle kendini gösterir. Kaygılı bağlanma stiline sahip kişiler, genellikle partnerlerine karşı aşırı bağımlılık hisseder ve sürekli olarak onların sevgisini kanıtlamasını ister.

Kaygılı Bağlanmanın İlişkilerdeki Belirtileri

Terk edilme korkusu: Partnerinizin sizi bırakacağına dair yoğun endişeler taşıyabilirsiniz.

Sürekli güvence arayışı: Partnerinizin sevgisini sorgular ve sık sık sevildiğinize dair teyit ararsınız.

Devamını Oku... 'İlişkilerde Kaygılı Bağlanma: Nedir ve Nasıl Baş Edilir?'

Mutlu Olmayı Yanlış Yerde mi Arıyorsun?

Hepimiz mutlu olmak istiyoruz. Ancak mutluluk dediğimiz kavram genellikle dışsal faktörlere bağlanıyor: bir terfi almak, güzel bir evde yaşamak, ideal bir eş bulmak ya da mükemmel bir hayat sürmek… Peki, bu arayış bizi gerçekten tatmin ediyor mu? Yoksa mutluluğu yanlış yerde mi arıyoruz?

 “Daha Fazlası Daha Mutlu Eder” Yanılgısı

Toplum, mutluluğu başarı ve zenginlikle ilişkilendiriyor. “Daha büyük bir evim olursa, daha çok para kazanırsam mutlu olurum” düşüncesi sıkça karşılaşılan bir yanılsama. Ancak yapılan araştırmalar, belli bir gelir seviyesinden sonra daha fazla paranın mutluluk üzerinde anlamlı bir etkisi olmadığını gösteriyor.

İnsan beyni, elde ettiği şeylere hızla alışır. Bu duruma “hedonik adaptasyon” denir. Daha iyi bir araba aldığında ya da maaşın arttığında kısa süreli bir mutluluk hissedersin, ancak bu mutluluk zamanla azalır ve daha fazlasını istemeye başlarsınız.

Maddi varlıklardan ziyade, kişisel gelişim ve deneyimlere yatırım yapmak daha fazla uzun vadeli mutluluk sağlamaktadır. Örneğin, bir seyahatte yaşanan güzel anılar, maddi bir eşyadan çok daha uzun süre mutluluk verebilir. Devamını Oku... 'Mutlu Olmayı Yanlış Yerde mi Arıyorsun?'

İçimizdeki Ses Gerçekten Bizim mi?

Hayat akışında ilerlerken kafamızın içinde sürekli bir şeyler dolanır, içimizdeki ses hiç susmaz. “Bu yaptığım çok saçmaydı. Şimdi diğerlerinin yüzüne nasıl bakacağım? Kendinden utanmalıyım. Bak diğerlerine ben çok başarısızım. Çok aptalım.” gibi bir sürü eleştirel yargılayıcı sesler dolanır durur. Çoğu zaman bu seslerden kaçmak için yalnız bile kalamayız. Kendimize tahammülümüz yoktur çünkü. İçimizdeki ses hep bizimledir hayatımızın bir parçası haline geldiği için bu seslerin çoğu zaman farkında olmayız. Herkes kendi içinde konuşabilir. Önemli olan bu sesler sürekli bizi demoralize mi ediyor? Kendimizi değersiz mi hissettiriyor? Özgüvenimizi mi kırıyor? Utanmamıza mı neden oluyor?

Eğer birey çocukluğunda onu sürekli eleştiren, utandıran ebeveynlerle büyümüşse yetişkinliğinde de bu yargılayıcı sözleri içselleştirerek kendine yansıtmaya devam edecektir. İçimizdeki eleştirel ebeveyn sesi, çoğunlukla çocukluk döneminde yaşadığımız deneyimlerden ve aldığımız mesajlardan kaynaklanır. Bu ses, ebeveynlerimizden, öğretmenlerimizden veya otorite figürlerinden öğrendiğimiz ve içselleştirdiğimiz eleştirel yorumları temsil eder. Hatta içinde bulunduğumuz toplumun ve kültürün temel değerleri, yaşamla ilgili varsayımları bile önemli rol oynamaktadır.

Devamını Oku... 'İçimizdeki Ses Gerçekten Bizim mi?'

Temas ve Kalp Bağı: Anne Bebek Bağlanması

Gelişmekte olan insanın en temel gereksinimlerinden biri temastır. Bakım veren bebeğe uygun temas sağladığında bebek gülümsemeyle, çeşitli huzur dolu davranışlarla karşılık verir. Bakım veren de bebeğin geri dönütü ile nasibini alır. Parmağınızı saran o minik eli hissetmek ya da bir gülümsemeyle aydınlanan tombul bir yüzün verdiği mutluluk, neredeyse evrensel bir hazdır.

İlişkide temas eksikliğinin çocuk üzerindeki fizyolojik etkilerine dair araştırmalar da yapılmıştır. Maymunlarla yapılan bir deneyde temasın bağlanma konusunda ne kadar önemli olduğunu görmekteyiz. Bu deneyde Harlow, maymun yavrularının bağlanma davranışını incelemek için tel ve tahta kullanarak, maymunlara pek benzemeyen yapay anne figürleri oluşturdu. Bu figürlerden bazılarını yumuşak bezle kapladı, diğerlerini ise çıplak tel olarak bıraktı.

Devamını Oku... 'Temas ve Kalp Bağı: Anne Bebek Bağlanması'

Bu sayfanın içeriğini kopyalayamazsınız